Kuzey Avrupa Edebiyatı
Ibn-Haldun’un “Coğrafya Kaderdir” saptamasının peşinden; iklimi ve tepeleri yumuşak, ehlileştirmesi kolay Ege’den çıkan acelesi olmayan zeybek ile; fırtınası fırtına, sarp ve doğanın kolay teslim olmadığı Karadeniz’den doğan tez canlı ve enerjik horon farkına uzanabiliriz. Hem kıta Avrupası’nın at başı uygarlıklarına dokunan hem dağlık ve yüksek- kışları yolları kapanan köyler ve kasabalarla dolu - İsviçre’nin Ortaçağ-Yeniçağ geçişinde bir yandan teknolojik gelişmelere dokunabilip bir yandan ince işçilik ve bol vakit gerektiren saatçilikte ilerlemesi yine coğrafyanın kültüre şekil vermesine örnek ve Ibn-Haldun’a kanıt olarak görülebilir.
Bin yıllar boyunca kışın İsviçre gibi kendi içine kapanan – bir de üstüne daha karanlık- Kuzey Avrupa coğrafyası; yazın yeterince biriktirememenin, kış gelince ateşini koruyamamanın, sistemsizliğin ve hesapsızlığın karşısına hep ölüm yazdı. Hansa birliği, Viking bağlantısı, germanik dil birliği (Fince Hariç) ile beraber özellikle Orta ve Doğu Avrupa ile güçlü bağları kalsa da kendine has bir kültür yarattı. Bu gerçekçi, eşitlikçi, akılcı, ilerlemeci, işlevin sembolden önde geldiği, sabırlı ve çoğunlukla hoşgörülü kültürün ürettiği edebiyat insanlığın birikimli hikayesine eklemlendi.
Kaynak: sabitfikir Ocak 2019, Kararsız Okur-idefix